2017 aktif konular listesi

RIZ A HAN'IN (RIZA ŞAH PEHLEVİ) TÜRKİYE ZİYARETİ

  • elif

RIZA HAN'IN TÜRKİYE ZİYARETİ 1
RIZ A HAN'IN (RIZA ŞAH PEHLEVİ) TÜRKİYE ZİYARETİ
L. Hilal AKGÜL*
GİRİŞ
Bu çalışma Rıza Han'ın** Türkiye ziyaretini konu etmektedir. Söz konusu
ziyaret, 10 Haziran 1934 günü başlamış, 6 Temmuz 1934 günü son bulmuştur.
Bu durumda, Rıza Han'ın Türkiye ziyareti, aşağı - yukarı bir ay (27 gün)
sürmüş olmaktadır. Bir devlet başkanının, bu türden bir ziyaret için, bir ay gibi
uzun bir süre ayırması şaşırtıcıdır. Ayrıca ilgili dönem, büyük ölçüde ulaşım ve
iletişim olanaklarının sınırlılığına bağlı olarak, devlet başkanlarının, ülkelerini
bu türden ziyaretler nedeniyle terk etmelerinin örneklerine sık rastlandığı bir
dönem de değildir. Örneğin bu ziyarete ev sahipliği yapan Türkiye'nin o günkü
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, devlet başkanı sıfatıyla ülkesi dışına hiç
çıkmamıştır. İlgili dönemin bu özelliği, durumun şaşırtıcılığını daha da
artırmaktadır. Çalışmayı tahrik eden de bu şaşırtıcı durum olmuştur.

İRAN’DA ŞAHSİ KÜTÜPHANELERDE BULUNAN TÜRKMEN EL YAZMALARI VE TARİHÎ BELGELERİ

  • elif

YILDIRIM, Z. (2016). İran’da Şahsi Kütüphanelerde Bulunan Türkmen El Yazmaları ve Tarihî Belgeleri.
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 5(3), 1135-1143
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 5/3 2016 s. 1135-1143, TÜRKİYE

İRAN’DA ŞAHSİ KÜTÜPHANELERDE BULUNAN TÜRKMEN EL
YAZMALARI VE TARİHÎ BELGELERİ
Zeynep YILDIRIM
Geliş Tarihi: Mayıs, 2016 Kabul Tarihi: Eylül, 2016
Öz
İran’da yaşayan Türkmenler geçmişten beri Arap alfabesini
kullanmaktadırlar. Bu nedenle eski dönemlerde kaleme alınan el yazmaları
sürekli okuna gelmektedir. Tarafımızdan İran’a yapılan araştırma gezisinde,
Kara Molla veya Muhammet İşan Göklen gibi yeterince tanınmayan şairlerin
bilim dünyasınca bilinmeyen yazmalarına ulaşıldı. Aynı şekilde
Mahtumkulu’nun en eski yazmalarının biri sayılan ve tahminen XIX.
yüzyılın başlarında yazılan Karabebek (Garabä:bek) nüshası da şahsi bir
kütüphanede bulundu. Mahtumkulu Divanı’nın birçok diğer nüshaları

Bazı İran Üçgülü (Trifolium resupinatum L.) Hatlarında Tohum Verimi ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi*

  • elif

TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2006, 12 (2) 210-215
ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ
Bazı İran Üçgülü (Trifolium resupinatum L.) Hatlarında
Tohum Verimi ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi*
Akın ÖRSDÖVEN1 Hayrettin KENDİR1
Geliş Tarihi: 10.05.2006
Öz: Bu çalışmada, dünyada ve ülkemizde önemli tarımsal potansiyele sahip üçgül türlerinden olan İran
üçgülü hatlarının tohum verimi ve verim komponentleri incelenerek en yüksek tohum verimini sağlayan bitkilerin
ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırma 2005 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri
Bölümü deneme tarlasında yürütülmüştür. Çalışmadan elde edilen verilere göre, bitkisel ve tarımsal özellikleri
incelendiğinde kömeçte çiçek sayısı en çok 5400 numaralı hatta 27.61 adet, en uzun bitki boyu 5400 numaralı
hattan 74.47 cm, en geniş sap çapı 5464 numaralı hattan 6.36 mm, ana dalda kömeç sayısı en fazla 5480
numaralı hattan 34.80 adet, en geniş kömeç çapı 5453 numaralı hattan 8.97mm, kömeçte tohum sayısı en

Tebriz (İran) Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrencilerinin Okuma Alışkanlıkları Üzerine Bir Çalışma

  • elif

Tebriz (İran) Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrencilerinin Okuma Alışkanlıkları Üzerine
Bir Çalışma / A Study on the Reading Habits of Students in Department of Persian Language
and Literature of Tabriz University 769
Tebriz (İran) Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü
Öğrencilerinin Okuma Alışkanlıkları Üzerine Bir Çalışma
A Study on the Reading Habits of Students in Department of
Persian Language and Literature of Tabriz University
Jahangir Gholipour*1
*
Öz
Bu araştırmanın amacı, Tebriz (İran) Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı
Bölümü öğrencilerinin okuma alışkanlıklarının düzey ve özelliklerini belirlemektir.
Araştırma, öğretmen yetiştiren bölümlerden olan Tebriz Üniversitesi Fars
Dili ve Edebiyatı Bölümü son sınıfında öğrenim görmekte olan 64 öğrenciyi
kapsamaktadır. 2011 yılında uygulanan anket ile elde edilen sonuçlara göre,
çoğunlukla “orta düzey okuyucu” olan öğrenciler, daha çok ders amaçlı okumakta,

İRAN'DA BEKTA,ŞÎLİK İZLERİ

  • elif

İRAN'DA BEKTA,ŞÎLİK İZLERİ
Dr. Yasar KALAFAT
Halk Bilim Uzamın, Yazar
İthaf:
Bektaşîliğin İran boyutu hakkında izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım. Bu kısa gözlem yazıma
başlarken rahmetli Kadri Erogan'ın aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyorum. Yazmaya " çalışacaklarımı
ona, onun sohbetinde anlatabilmeyi çok isterdim. Yazımdaki tespitler, bir anlamda onun bize nasihatı,
ulaşılmasını arzuladığı hedefleri ve biraz da vasiyeti idi.
Hocamızla Hacı Bektaş Kasabası'nda, Hacı Bektaş Sempozyumu'nda yanılmıyorsam 1986
yılında tanışmıştık. Dostluğumuz kesintisiz sürdü. O, Uğur Sümer, Prof. Dr. Abdurrahman Güzel'le
yaptığımız sohbet toplantılarında, Bektaşîlik gerçeğinin gün ışığına çıkarılması ihtiyacı üzerinde
duruyorduk. İstismardan kurtarılmasını istiyorduk. Nihayet bunun ancak ilmî çalışmalarla
olabileceğine karar verdik. Çalışmaların üniversite ile organik bağı olmalıydı. Akademik çalışmalar

SEBK-İ HİNDI (HİND ÜSLÜBU)

  • elif

Ilmi Araştırınalar 2, Istanbul ı 99(ı
SEBK-İ HİNDI
(HİND ÜSLÜBU)
Halil TOKER'
Sehk-i Himlf, İran, Hindistan, Afganistan, Türkıye ve Tacıkıstan gibı Lilkelerın
edebiyatlarında birkaç yüzyıl etkisİnı göstermiş ve uzerınde özellikle İran'da
çokça tartışmalar yapılmış edebi' bir Lisllıptur. XI.-XVII.yüzyıl Türk edebıyatmda
da kendını ağırlıklı bır şekilde lııssettiren bu üslubun adı, ortaya çıkışı, geçırdiğı
merhaleler ve ozellıklerı ıle ılgılİ çeşitli gon.iş ve tartışmalar hakkındaki gelışınelerin
Fars edebıyatıyla ılgilenenler kadar, Turk edebiyatı araştırmacılarını da ilgilendireceği
kanaatındeyız.
Hind, İsfahan, Azerbaycan ya da Türk Üslôbu mu?
Bu uslubun en çok tartışmalara konu olan yönü, ona verilen adın ne olması
gerektiğidır. İran'ın ılnıi' ve edebi çevrelerını oldukça fazla meşgul eden bu isıın
karmaşası üzerinde değışık göruşler ı lerı surülmiış ve göruş sahipleri kendi fikırlerınin
doğruluğunu ispatlayabilnıek için çeşıtlı sebepler belirtmışlerclir.

SELÇUKLULAR DEVRİNDE TÜRK SARAYLARINDA FARS ŞÂİRLERİ

  • elif

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011, p. 1433-1441, TURKEY
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
SELÇUKLULAR DEVRİNDE TÜRK SARAYLARINDA FARS ŞÂİRLERİ
Hüseyin KAYHAN
ÖZET
Selçuklular Farsçayı edebiyat dili haline getirince Farsça altın çağını
yaşamağa başladı. Fars dili ve edebiyatının bu dönemde büyük gelişme ve
yayılma göstermesi ile İran dışında, özellikle Irak ve Azerbaycan’da güçlü
yazarlar ve şâirler yetişti. Selçuklu sultanları Fars şiirine büyük ilgi gösterip,
bu dil ile eser veren şâir ve yazarları himâye ederek, teşvik ettiler. Selçuklu
devlet adamları ve komutanlarının da aynı çabayı göstermeleri Fars şiirini
ulaşabileceği en yüksek noktaya çıkardı. Türk hükümdarları her türlü
medeni gelişmede yaptıkları önderlik görevini burada da ortaya koyarak, Fars

DİVAN ŞİİRİNDE TASAVVUF (14. VE 15. YY. DİVANLARINA GÖRE)

  • elif

1759
DİVAN ŞİİRİNDE TASAVVUF
(14. VE 15. YY. DİVANLARINA GÖRE)
ÜSTÜNER, Kaplan
TÜRKİYE/ТУРЦИЯ
ÖZET
İslam’ın mistik yorumu olan tasavvuf, zaman sürecinde şiir ile etkile-
şim içine girmiştir. Sûfilerin manevî âlemde yahut ruhanî yolculukta görüp
yaşadıklarını anlatmak istemeleri, mecazlara dayanan tasavvufî şiir dilini
ortaya çıkarmıştır. Şairane tasavvuf dili, M.S. 11. yüzyıldan sonra Arap
ve İran şiirinde kullanılmaya başlanmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya
göç eden Türkler arasında bulunan dervişler, yeni topraklarda tasavvufun
temelini atmışlardır. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren de idareciler
ile tasavvuf ehli iletişim içinde olmuşlardır. Osmanlı toplumunu
tesiri altına alan tasavvuf düşüncesi şairleri de etkilemiştir. Divan şairleri,
oluşumunu daha önceki yüzyıllarda tamamlayan tasavvufî terminolojiyi,
doğrudan doğruya ya da teşbih, telmih, istiare ve mecaz gibi edebi
sanatlar aracılığıyla kullanmışlardır. Şiirlerde vahdet-i vücut anlayışı,

HÜSREV Ü ŞİRİN KONULU ESERLERDE ESAS KAHRAMAN OLARAK HÜSREV VEYA FERHAD'IN TERCİH EDİLME SEBEPLERİ

  • elif

--",A,,-.-"Üc:....T-"-",ür,-"ki,,,'y,-"a,,-t""A""ra""s",tı,,-,rm=81""8r...I....E""n""sti....,·t"'U"-'s('-'ID"'-e""'r.... l!~is"-i "'S=..ayı..:.I ....I-'-4--'E""'r-"'zu~r'-"u....,m'-'2"-'O'-"O""-O -143-
HÜSREV Ü ŞİRİN KONULU ESERLERDE
ESAS KAHRAMAN OLARAK HÜSREV VEYA FERHAD'IN
TERCİH EDİLME SEBEPLERİ
Orhan Kemal TAVUKÇU·
ivan Edebiyatı'nda, ilk mahsullerin verildiği dönemden itibaren çeşitli
{;)konular işlenmiş, bu konulardan bazıları zaman içerisinde
unutulurken, bir kısmı da değişik dönemlerde çeşitli şairler tarafından ele alınarak
tekrar tekrar değerlendirilmiştir. Müellifler bu tip konuları değerlendirdikleri
eserlerinde konuyu, ellerinden geldiğince seleflerinde olduğundan daha güzel, renkli
ve değişik işleme gayreti içerisinde olmuşlardır. Böylece, aynı konu, yüzyıllar boyu
güzelliğinden bir şey kaybetmeksizin yazılmış ve okunmuştur. Bu durum, tıpkı
kaknus'un macerası gibi, hikayenin tazelenmesini ve her devirde farklı bir çeşniyle

Türk Edebiyatında Kaside

  • elif

133
Türk Edebiyatında Kaside
Dr. Yaşar AYDEMİR
Gazi Üniversiesi, Gazi Eğitim Fakültesi
Özet: Kaside, Arapça "kasada" kökünden gelip, kelime
anlamıyla "kastetmek, yönelmek, niyet etmek" demektir.
Edebiyat terimi olarak, ilk beyti musarra, sonraki beyitlerin ilk
mısraları serbest, ikinci mısraları ilk beyitle aynı kafiyede olan ve
baştan sona aruzun aynı kalıbıyla yazılan nazım şeklinin adidir.
Bu nazım şekliyle tevhid, münacaat, naaat, medhiye, hicviye,
mersiye vs. türlerinde şiirler yazılmıştır.
Kaside, nesib bölümünde işlenen konuya, redifine veya
kafiyesine göre isim alır. Beyit sayısında bir sınırlama yoktur.
Ortalama bir kaside 30-45 beyit arasındadır. Aruzun hemen her
kalıbıyla yazılır.
Kasidenin beş ana bölümü vardır: Nesîb/teşbîb, maksûd, tegazzül,
fahriye ve dua. Her kasidede bütün bölümlerin bulunma
zorunluluğu yoktur. Kaside olabilmesi için biri maksûd olmak
üzere en az iki bölümünün bulunması gerekir. Girizgah bir

Şemseddin Sami’nin Edebiyatla İlgili Eserleri ve Görüşleri

  • elif

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ • 39
Şemseddin Sami’nin Edebiyatla İlgili
Eserleri ve Görüşleri
The Works And Views Of Semseddin Sami Related To Literature
A. Azmi BİLGİN*
ÖZET
Türk edebiyatının önemli simalarından biri olan Şemseddin Sami’nin edebî eserleri diğer nitelikli
çalışmalarının gölgesinde kalmış ve yeterince değerlendirilmemiştir. Bu çalışmada, gerek
telif gerekse tercüme pek çok kitap ve makaleleri bulunan Şemseddin Sami’nin edebî değer
taşıyan eserleri tanıtılmıştır. Ayrıca onun bugüne kadar yeterince dikkati çekmemiş olan makalelerinden
hareketle hem şiirle ilgili, hem de İran, Arap ve Türk edebiyatı ile ilgili görüşleri
aktarılmaya çalışılmıştır.

ANAHTAR KELİMELER
Şemseddin Sami, Türk edebiyatı, şiir, şair, eser.

ABSTRACT
Literary Works of Semseddin Sami who was an important writer of Turkish literature has not
been evaluated adequatedy and this literary work have played second string to his other quality

HÜSN Ü AŞK

  • elif

HÜSN Ü AŞK
Şeyh Galib
Şeyh Galib, klâsik edebiyatımızın çerçevesi içinde ayrı bir görüşün ve anlayışın ışığı altında
meydana getirdiği renkli ve ince hayallerle örülmüş, açıklanmaya muhtaç manzumeleri yanında,
ayrıca kaleme aldığı Hüsn ü Aşk adlı mesnevisiyle sanatının ve şiir söyleme kudretinin zirvesine
ulaşmıştır. Galib, bu eserinin «der beyân-t sebeb-i te'lîf» yani «kitabın yazılışının sebebi»
kısmında, bir mecliste, Nâbî'nin Hayr âbâd adlı kitabının övüldüğünü, meclistekilerin ona benzer bir
eserin yazılamayacağında birleştiklerini, Nâbî'nin de hikâyesinin konusunu İranlı şair Şeyh Attâr'dan
aldığını ve orada bulunanların âdeta kendisine, imtihan mahiyetinde bu çeşid bir eser yazmasını teklif
ettiklerini söylemesi üzerine Hüsn ü Aşk'ı yazdığını anlatır.
Nâbî'nin Hayr-âbâd'ının konusu, İranlı şair Fahreddin-i Gürgânî'nin (XI. yy.) Vîs ü Râmîn'inde
geçen bir hikâyesinin Şeyh Attar'ın (XII. yy.'ın II. yarısı) İlâhi-nâme'sinde hülâsa edilmiş şeklinden

ZERDÜŞT’ÜN KUTSAL KİTABI AVESTA

  • elif

ZERDÜŞT’ÜN KUTSAL KİTABI AVESTA
Nimet YILDIRIM
Özet
Tanrı Ahuramazda’nın peygamber Zerdüşt’e vahyettiği Avesta, İran
dilleri ve edebiyatlarının en eski ve en önemli eseridir. Arapların İran’ı ele
geçirmelerinden önceki dönemlerde İran’ın resmî devlet dini olan
Zerdüştîlik kutsal dinsel metinler derlemesi olarak (MÖ. VII. yüzyıl)
elimize ulaşmıştır. Olağanüstü bir öneme sahip olan Avesta, birçok açıdan
değerli bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Avesta, MÖ. 2000’li yıllara
dayanan geçmişiyle, Orta Asya ve çevre bölgelerin coğrafyalarında
yaşayan halkları çok yakından ilgilendiren başta tarih, kültür, medeniyet,
din, siyasî ve sosyal konular, inançlar, gelenek ve görenekler, mitolojiler,
kahramanlık anlatıları olmak üzere birçok alanda çok önemli ve başka
kaynaklarda bulunamayacak bilgilere yer vermektedir. Avesta’nın bir
diğer önemli özelliği de belirtildiği gibi İran dillerinde kaleme alınmış en

FERHAT İLE ŞİRİN HİKÂYESİ’NDE BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK

  • elif

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 7/4, Fall 2012, p. 995-1008, ANKARA-TURKEY
FERHAT İLE ŞİRİN HİKÂYESİ’NDE BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK
Mehmet Emin BARS*
ÖZET
Halk hikâyeleri, göçebelikten yerli hayata geçişin ilk
mahsullerindendir. Genellikle aşk ve kahramanlık konularını işlerler.
Kaynağını Türk, Arap-İslam ve Hint-İran kültüründen alan bu ürünler,
büyük ölçüde âşıklar ve meddahlar tarafından anlatılan nazım nesir
karışık anlatımlardır. Türk halk hikâyeleri milletimizin roman ihtiyacını
karşılayan eserlerdir. Ferhat ile Şirin hikâyesi de uzun yıllar halkın bu
ihtiyacını karşılamıştır. Ferhat ile Şirin hikâyesi İran edebiyatının
mesnevi konuları arasında önemli yer tutar. Hüsrev ü Şirin adıyla da
bilinen hikâye divan edebiyatında da mesnevi konusu olarak
işlenmiştir. Hikâye halk edebiyatında Ferhat ile Şirin adıyla anılmıştır.
Ferhat ile Şirin hikâyesi, Hüsrev ü Şirin mesnevisinin bir parçasıdır.

II. BAYEZİT DEVRİ ŞAİRLERİNDEN BEHİŞTÎ’NİN HAMSESİ

  • elif

Celal Bayar Üniversitesi
254
CBÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl : 2011 Cilt :9 Sayı :2
II. BAYEZİT DEVRİ ŞAİRLERİNDEN BEHİŞTÎ’NİN HAMSESİ
Araş. Gör. Dr. Ersen ERSOY
Dumlupınar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
ÖZET
Bu makalede II. Bayezit devri şairlerinden Behiştî’nin hamsesi tanıtılmaktadır.
Öncelikle Türkiye ve dünya kütüphanelerindeki Türkçe el yazması eserlerin
envanterinin çıkarılmasına duyulan ihtiyaç vurgulanmıştır. Daha sonra biyografi
kaynaklarının Behiştî’nin hamsesi ile ilgili görüşleri kaydedilmiştir. Tezkirelerin ve
bibliyografik eserlerin hiçbirinin hamsenin tamamını doğru bir şekilde sıralamadığı
belirtildikten sonra Behiştî’nin hamsesini meydana getiren mesnevîler kısaca
tanıtılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Behiştî, Hamse, Leylâ vü Mecnûn, İskender-nâme, Heft
Peyker, Mihr ü Müşterî, Mahzenü’l-Esrâr
ONE OF THE SULTAN BAYEZID II ERA-POET BEHISTI’S KHAMSE
ABSTRACT